• This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Aşk Mektupları Galeri 3

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

Beni Unutma

Öylesine mutluyum kıvançlıyım ki bugün sonsuzluğunu haykırmak için çabalıyorum. Şu güçsüz kollarımın olanca gücüyle güçlü olmalıyım diyorum kendimce güçlü Neden bilirmisin? Çünkü yüreğimde yaşattığım bir dünya vardır. İçinde barındırdığım insanlarda başka başkadır. Saf , tertemiz , bütün kötülüklerden arınmış. Ben böylesine insanlara ÖZLEM, SEVGi, SAYGI duyarım. Yaşattıkça yaşatmak isterim yüreğimde...! Şu an ki durumuma gelince ; Seven kişilerden bahsetmek isterim. Bence seven kişi tüm iyi şeyleri seven, gören, düşünen kişidir. İnsan böyle bir şeyi varlığında yaşattığında insandır. Ve yaşıordur. Yitirdiğinde ise her şeyi ölmüştür. Belki yaşıyordur ama duyuş, düşünüş, hissediş ve anlayış nerede kalmıştır. Bir bitkiden farkı var mıdır? Öyleyse... Neden yaşıyoruz ve insan denilebiliyor. Bu kelimenin gerçek anlamını taşımak gerekiyor galiba... Sence Sıkıldım !!! Her neyse işte... Vakit bir hayli ilerledi. Ortalıkta büyük ve derin bir sessizlik var. Sadece evet evet şimdi bir tren sesi geliyor. Çok şey yazabilmek için durdurmak istiyorum. Dakikaları zaman geçmesin istiyorum. NURAY sana duyduğum sevgiyi ifade etmek istiyorum. Edemiyorum ki dedim ya saliseler dahi benimle yarış edercesine ilerliyor. İçimden birileri saati kırıp parçalamamı istiyor. Saçmalamaya başladım gibime geliyor... Şu an saat 02:45 bile çoktan geçti. Biraz daha yazmak istiyorum ama olmuyor. AKLIMA GELEN TEK şEY " SEN " VE " SENi SEViYORUM " DiYEREK BAĞIRMAK .VE SENi NASIL SEVDiĞiMi KANITLAMAK SENi SEVDiĞiMi UNUTMA.....!!!!

Gec Kalmayin

Şimdi gücümün yettiği kadar bağırsam, elime geçen her şeyi fırlatsam, kırsam döksem...Televizyona takılıydı gözleri orda hiçbir şey gördüğü yoktu aslında.O aklından geçenleri görüyordu sadece. İşte yine akşam olmuştu yemek yenmiş bulaşıklar yıkanmış çay demlenmiş ve salonda eşi ve oğluyla oturuyordu. O orda değildi içinden bir ses büyüyor, büyüyor dilinin ucunda takılıyordu. Dışarda yağmur yağıyordu çok severdi yağmurda yürümeyi ama o şimdi açıp kapıyı gecenin karanlığında yağmur altında koşmak istiyordu içindeki acıları yağmak istiyordu sokaklara. Bu şehri sevmiyordu; hep bu şehirden kaçışlar büyüttü içinde. Büyüttüğü o kaçışlarda her seferinde yine kendi içine dönüyordu. “Oğlum” diyordu; “Oğlum olmasa bırakıp gitmezmiydim, kaçmazmıydım yalnızlığımı koyup bohçama?” Öylesine incitilmişti ki bu şehirde öyle yaralari vardi ki, yalnizligi kendi seçmişti sonunda. Aklinda bir sürü intihar senaryosu ve her gece ölümlerden ölüm begeniyordu. Zaten nefes alip vermekten başka ne yapiyordu ki!...Yillardir sadece nefes alip veriyor ve sanki tipki bir ota basilirmişçasina üzerinden geçiliyordu. Kendini ota benzetiyordu “acaba üzerine basıp geçtiğimiz otlar da benim gibi acı çekiyor mu?” diye düşünürdü.Kocasi tarafindan hiç anlaşilmamiş hep bunun acisini yaşamişti.Aralarindaki uçurumlari görememişti ikisi de evlenivermişlerdi, onun yüregi hayir derken birden evet’leri bestelemişti onun adina annesi. Oysa bilemezdi kizina nasil bir agit yaktigini.Boyun egip mutlu olma umuduyla birakip gelmişti o şehirde sevdigi ne varsa. Umudunu çeyiz yapip düştü arkasina bu tanimadigi adamin.Ve hala tanimiyor kocasini. Kim bu yabanci yatagimda?Bu insanlar kim?Ben kimim? Dişarda yagmur devam ediyordu ve onun akli hala yagmurda.Bir ses ona:Bagir gücünün yettigi kadar bagir,kir dök hemde önce televizyonu kir degilmi ki o seni düşlerinden alikoyan gözlerini askiya alan. Yüregini o sese dogru çevirdi kulaklari ile degil yüregiyle duydu o hep zaten herşeyi, şimdi yüregi kulak Kabartmişt o sese yine:Hadi çik dişari yagmurda islan koş alabildigince newroza hazirlanan bu şehri bir baştan.”Newroz” kocaman bir ateş yakilacak o gün şehirde insanlar dilek tutup atlayacak ateşten.Dudaklarinin kenarinda bir gülümseme belirdi birden.” Ahh ben bunu neden daha önce düşünemedim ki?” “işte begendim ölümümü; bende dilek tutacagim ve bende yüregimi elimi alip birakacagim kendimi o ateşe zilgit sesleri içinde.” “Başkalari dilekler tutup gerçekleşsin diye umut yeşertirken ben kendimi de umudumu da yakacagim.” “Ve küllerim savrulacak bu şehre”. O gülümsemeyle doğruldu yerinden oğluna baktı uyumuştu koltukta uyandırdı usulca öpe koklaya, kocası çoktan gidip yatmıştı zaten, oğlunun üzerini örtmek için yorganı çekerken hala gülümsüyordu gözlerinden sevgi seli aktı oğlunun yatağına.Üzerini örtüp çıktı oğlunun odasından.Salona geçti bardakları topladı sanki rahatlamış gibiydi sanki az önce yağmurda ıslanıp gelmişti eve; ortalığa son bir kez baktı dağınıklık kalmamıştı kendini bile toparlamıştı.Odasına gitti hemen yattı.Yastığına gülüsemesi düştü gözleri kapanırken...Şimdi o newroz ateşini ve kendisini görüyordu rüyasında. Artık bu şehirden kaçışlar büyütmeyecekti.

Bir Bilsen

Canım... Senden ayrılalı tam 3 sene 1 gün oldu. Dün, doğum günüydü minikkızımızın. Tam tamına 3 yaşında şimdi. Hep kızımız olsun istiyordun, oldu. Adı Berfin olsun istiyordun. Doğumda bizi bırakıp gidince, seni onunlayaşatmak için Ayşe koyduk adını. Ne kadar sana benziyor bir görsen. Elleri,gözleri, dudakları, tıpkı sen. Onu her görüşümde, hala sen geliyosun aklıma.Dün kreşten arkadaşları geldi, öğleyin. Akşam da annenler geldi. Gözgözegelmemeye çalıştım ama olmadı. Annen beni gördüğü zaman, her doğum günündeoldugu gibi, yine ağladı "Sevinçten ağlıyorum, koca kız oldu" dedi amabiliyorum ki onun yarası, onun sana özlemi de benimki kadar taze. Az önceyanıbaşındaydım. Kızmıyorsundur inşallah seyrek geliyorum diye. Ama inan herziyaretten sonra toplayamıyorum kendimi. Ne vardı bizi bırakacakanlamıyorum. İnan bana isyanlarin eşiğinden döndüm. Çok düşündüm, çokistedim ölmeyi ama tek yaşam sevincim tek dayanağım kızımız için yaşamayadevam ediyorum. Ne iyi ailen var bir bilsen !!! Annen ve baban çok yardımcıoldular bana. Kendi annem ve babamın yerine koydum onları, onlar da biroğuldan farksız davrandılar bana. Ne iyi arkadaslar seçmişsin kendine, Cerenve Pelin de geldi, dün işlerini güçlerini bırakıp. Hediyeler almışlar Ayşe'ye. Bir de Ali geldi. Benim can yoldaşım. Herkes bir yana, o olmasa neyapardım bilmiyorum. Belki 20 tane CD almış Ayşe'ye. Oyun, müzik, envayiçeşit... Bekledi beni bugün, ben senin yanındayken. O da üzülüyor benigördükçe ama ne yapayım. Elimde değil. İtiraf ediyorum, unutmadım seni,unutamıyorum. Ne yapsam, ne etsem unutamıyorum. Çok denedim ama unutmayaçalıştıkça daha beter aklımdasın. Hala her kapı çalınışında, her telefonötüşünde belki sensindir diye yerimden fırlıyorum, tuhaf bir sevinç kaplıyoriçimi. Sonra aklıma geliyor yokluğun. Tekrar hüzünleniyorum. Ama şunu bil,unutmadım seni, unutmayacağım, kalbim hep senin oldu, senin olacak.

Sevgiliye Mektup

Sevgilim diyorsun peki ya neden? hani benle olmazdı nedir seni değiştiren? artık ben aldanmam,sözüne asla kanmam, git başkasıyla oyalan... ben bir kez inandım zaten delice ondan yandım. al yalan aşkını kalbine sakla, birdaha asla sevgilim deme bana. yllarca senin için gözyaşı döktüm el açtım tanrıya seni diledim. şimdi git sevgilim, ben seni kalbime gömdüm. beni arama artık bulamazsın, çünkü ben senle beraber sensizliğe gömüldüm. git şimdi seni eller avutsun, ama nafile sen benim gibisini biraz zor bulursun. eller güler haline benim gibi sende onlara oyuncak olursun. bana çektirdiğin ızdırap için dilerim hergün kahrolursun, eski günleri andıkça ruhun binbir hüsranla dolsun. gözlerinden kanlı yaşlar aksın sevgilim, mezarıma asılsın siyah güllü gelin telim, şimdi de sen kahrol beni böyle yaktığın için. çok şeymi istedim senden, bir parça sevgini esirgedin benden. şimdi ne yüzle geldin bana? sakın bir daha çıkma karşıma... artık çekil git mezarımdan, yaşarken güldürmedin,ne istiyorsun cansız vücudumdan? dilerim ruhun pişmanlıkla dolar, ölürsün kahrından. git şimdi bir çelenk hazırla,her yanı çiçek dolsun. ama sakın unutma rengi sadece siyah olsun. birde kanlı gözyaşlarından ıslak mendilin bulunsun. birde derin mezar kaz,sevdiğinin yuvası olsun. kollarındayken ben ruhum sana şehvetle gülerken, senin için burkulsun. sus........... şimdi ses çıkarma. bütün bunları çektikten sonra..... gel sevdiğim.... yine bende huzur bulursun.... unutma sevgilim! gerçek sevenler,sevdiklerini ölüm gelip alsa bile, asla terketmezler...........

14 Subat

İşte, bir 14 Şubat daha geldi. Her yıl olduğu gibi.... Ama bu yıl çok farklı, bu yıl bambaşka, bu yıl ki 14 Şubat tarifsiz bir duygu. Çünkü bütün benliğimle sahiplendiğim bir sevgilim var artık. 14 Şubatlarda yüreğim mahzun, gözlerim mutsuz olmayacak bundan böyle. Başkalarına bakıp ta içerlemeyeceğim kendime. Neden benimde bir sevgilim yok demeyeceğim artık.... 14 Şubat’ a yeni bir anlam kazandıracağız sevgimizle. Ve 14 Şubat bizim gibi seven bir sevgili daha göremeyecek ömrümüz devam ettiği sürece. Ve konuşulacağız bütün dünyada. Herkes bizden, ikimizden bahsedecek sevgilisine. Ne kadar mutlular diyecek. Neden onlar gibi olamıyoruz sanki diyecek. Bu işin sırrı nerede diyecek. Ama asla bilemeyecekler birbirimizi bu denli sevmemizin esrarını. Bilemeyecekler benim Sen’ i sevmemin “ Güneşe Dokunabilmek Gibi Kudretli “ olduğunu, Bulutların üzerinde yürürcesine sevdiğimi... Okyanusların üzerinde koşarcasına... Dağların zirvesindeymişsin gibi sana ulaşırcasına sevdiğimi... Ulaşmak için kendimi parçalarcasına.... Yerden yere vururcasına.... Tenimden kanlar akıtırcasına sevdiğimi.... Seni Sevdiğimi.... Ve mutluluğumuz göz kamaştıracak.... görenler sevgimize şaşıracak.... Ve inanamayacaklar böyle bir mutluluk.. Böyle bir aşk.. böyle bir sevda.. ve böyle bir duygu olabileceğini asla varsayamayacaklar..... ... Ve biz, sevdamıza parmak ısıranları gördükçe daha fazla kenetleneceğiz birbirimizle.... Sevgi yağmurumuzdan hiçbir zaman bir mutluluk tanesi bile azalmayacak.... Ve hayat devam ettiği sürece, Sen ve ben birbirimizden asla kopmayacağız. Sevgimize imrenen insanları hâyâl kırıklığına uğratmayacağız... Onların imrentilerini gördükçe, sevgimiz büyüyecek ve bütün dünyaya yayılacak. Ve insanlar bambaşka bir âlemin içinde oldukları hissine kapılacaklar... Hayat böylece sürüp gidecek... Ve 14 Şubat’ ın esrarı hiçbir zaman çözülemeyecek... İşte, bir 14 Şubat daha geliyor. Ama bu yıl çok farklı, bu yıl bambaşka, bu 14 Şubat tarifsiz bir duygu, tarifsiz bir mutluluk hazzı... Çünkü, sevgisini, her zaman birimi içerisinde yanımda hissettiğim, kendisiyle sonsuz bir mutluluk için sözleştiğim, Onsuz yaşamayı asla göze alamadığım, varlığıyla ve emsaliyle bütün dünyamı aydınlatan bir sevgilim var artık... SEN VARSIN.... Ve ben yıllardır bulamadığım sevgiyi, aşkı, neşeyi, mutluluğu, güveni, sevmeyi, sevilmeyi ve sevginin gerçek değerini, Sen de buldum Sevgilim.. Sen de buldum Birtanem... Ve Seni, Sen olduğun için değil, Sonsuz Mutlulukları Tadımlamaya ve Hayatıma Anlam Katmaya Vesile Olduğun İçin Seviyorum.... Sevgiyle kal...

Gözlerine Hapset Beni

Yalnız mısın benden uzaklarda, ellerin boş mu kaldı bir tanem? Gözlerinden akan yaşlar artık kalbini mi acıtıyor... Kalbinde ki yangını durduramıyor musun? Tıpkı benim gibi sürekli hayallere dalıp düşünüyor musun? Gözlerinin daldığı yerde hayalimi görüyor musun? Peki ya dokunmak istediğinde ellerinin ona hiçbir zaman değemediğini görmek seni yıkıyor mu? Yalnızlık bu kadar kahredici olmamıştı değil mi? Ama biliyor musun bir tanem ben kahroldum, yıkıldım artık... Yalnızlıklarla baş etmek istemiyorum belki de... Belki de hayatım boyunca yalnız kalmışlığın verdiği acıyı bilen biri olarak dayanamıyorum... Bugüne kadar hep gecelere isyan ettim ama artık anladım ki asıl suçlu gündüzler. Artık güneş doğsun istemiyorum çünkü her doğan güneş beni her gün yeniden başlayan üzüntülere itiyor... Her gün doğduğunda gülüyorum ama bu tebessümler beni hayata bağlamıyor. Bende senin gibiyim...!!! Peki neden hata bende olsun... Neden acısını doğan günden çıkarmıyorsun... Neden her seferinde bana yükleniyorsun... Artık acıları sırtıma yüklenemiyorum çünkü taşıyamıyorum...! Ağzımdan çıkan her kelime bir haykırış ama duyanım yok, oysaki ben herkesi duyabiliyorum...! Gözlerimi kapadığımda karşımdaki hayal sensen eğer bil ki akan göz yaşlarım mutluluktan... Yalnızda olsam hayalinle beni şereflendirmen bile yeter... Sana gözlerine hapset beni dedim. Yanaklarından süzülüp dudaklarında biten göz yaşın olmak istedim. Ömrümü kalbinde tüketmek istedim. Ellerimi ellerine kelepçelemek, anahtarını okyanusların dibine gömmek istedim. Olmaz dedin her seferinde, istemedin beni, kalbimi, sevgimi...! Öleyim dediğimde ise sadece güldün çünkü yapacağımı biliyordun. Benden ölmemi isteseydin bu kadar üzülmezdim, bana sensizliği yükledin...! Kapıyı çekip gittiğinde arkandan baka kalmıştım. Hani sana aşkımı ilan ettiğim gündü... Tüm cesaretimi toplamış “seni seviyorum” demiştim, oysaki bana her zaman gülümseyen sen susup kalmiştin, bekledim “bende seni seviyorum” demeni bekledim ama demedin... Bu kadar zor değildi biliyordum ama öğrenmiştim ki “sen beni sevmiyordun.” İşte hayatın acımasızlığı beni de vurmuştu o gün, o gün beni yıkmayı başarmıştı...!!! Hele de evlenip gittiğinde, bu diyardan göçmeye karar vermiştim... ama olmadı işte, bir daha da yapmaya cesaret edemedim. Aradan sekiz sene geçti hala aklımda, kalbimdesin ama biliyorum sen yuvanda, kendi hayatında, benden uzakta yaşıyorsun... Ya sana geri dön dersem, biliyorum şuan benim de güldüğüm gibi sende gülüyorsun... Çaresizliğime ver be gülüm, bana gülme, acıma, üzülme benim için; sensizim belki, omuzlarımda inanılmaz bir ağırlığı taşıyorum ama sensizliği taşımak bile güzel be gülüm... Belki bir gün seni görürüm umuduyla yaşıyorum. Sen değil miydin umutlarını kaybetme diyen. Her zaman mutlu olmasını bil diyen, sensiz olmuyor ama en azından seni düşündüğüm zamanlar gülebiliyorum... Yaşadığımız anılarımızda olmasa herhalde kalbim durmuştu şimdiye kadar... Ben sende tutuklu kaldım, kendi hayatımdan çaldım, yedi cihan dolandım, bana mısın demiyor...!!! Sen beni kalbine kilitlemedin belki ama ben seni kilitliyorum... Ömür boyu kalbimin mahkumu olarak yaşayacaksın ve bebeğim en kötüsü sen bunu bilmeyeceksin...!!!

Yoksun

Sen yine yoksun yanımda...kendimi ihanete uğramış,ihanet etmiş gibi hissediyorum aras.o sevdiğin saçlarımı kesmişler.seni benden yavaş yavaş alıyorlar aras.almaya çalışıyorlar.gidgide hatırlayamıyorum,anılarım siliniyor aklımdan. oysa biliyorsun sen seni asla unutmayacağımı dünyadaki herşeyi,ailemi,adımı bile unutsam seni unutamam.. umrumda tek sen varsın.çık gel gittiğin yerden.mutlu et beni! herşeyi yeniden yaşayalım.gençliğimizi bulalım.ya sen gel yada ben geleyim aras? bir cvp ver. seni sevdiğimi bile bile benden kaçamazsınki aras.neden yoksun yanımda neden? herşey senin yüzünden. eğer şimdi sen yanımda olsaydın böyle olmayacaktı.akmayacaktı bu göz yaşlarım. neden yoksun yanımda?neden?hatalarımımı yüzüme vuruyorsun.sen değil miydin ne olursa olsun bizim sevgimiz bitmeyecek sevgilim diyen?...kimdi söylesene?sensin iştee.hani şimdi nerdesin terkettin beni herkes gibi sende terkettin beni.nefret ediyorum yaşamaktan.bu uğraş niye?gel yanıma aras ne olur..gel artık..hep terkedilmek,hep terkedilmek.bıktım artık.korkuyorum.hergün yeni umutlar,yeni sözler.elimde ne var şimdi ha?hiçbirşey koca bir yokluk.DÖN ARAS GEL ARTIK..bana beni ne kadar sevdiğini söyle.söz bu sefer bende sana söyleyeceğim seni ne kadar çok sevdiğimi,seni delicesine sevdiğimi.. herşey kayboluyor.seninde kaybolmanda korkuyorum aras.bitsin bu kabus.uyanalım artık!!!dostum ol kardeşim ol sırdaşım,can düşmanım ol..seni özledim.kokunu kahkahalarını parmaklarının ince dokunuşunu..bana çiçeğim deyişini.döneceksen dön aras..suçum yok benim!seni çok seviyorum aras!ama dön artık nasıl dayanabilirim sensizliğe.her yeni güne seni bir daha göremeyeceğimi bile bile nasıl başlarım?benim için birtek sen varsın,tek sevdiğimsin.hepsi yalan..senden sonrakilerin hepsi yalan aras!sadece bakın ben yaşıyorum demek içindi.hiçbirinin anlamı yok.yeterki gel.bitsin bu kabus..kaybolmaktan korkuyorum,seni kaybetmekten. yeniden söyle bana şarkını.. "seviyor,sevmiyor seviyor,sevmiyor bunu papatya bile bilmiyor..." O ZAMAN HAYKIRACAĞIM SENİ SEVDİĞİMİ İŞTE.DÖN ARTIK! çiçeğin deli kız.

Bitanem

Görüyor musun bir tanem, bugünde elimde içki şişesi. Bugün de yalnızlıklara şerefe diyorum. Dört duvar arasında kalmış sensizlikle savaş veriyorum. Sensizliğimle savaşıyorum çünkü hem seninle hem de sensiz yaşayamıyorum. Seninle yaşam hakkımı çaldın sen, umutsuzluklara mahkumum şimdi. Duvarlara kazırken ismimizi, sevgimizi ellerim hiç acımadı. Kalbim yeteri kadar acımıyor mu zaten? Artık gözlerim göklerin mavisini, karanlıkları aydınlatan yıldızları en kahredicisi de seni bir daha göremeyecek biliyorum. İsyanlarım mesafelereydi, şimdi gündüzü yaşatan güneşe kırgınım. Ben bu kadar kahrolurken o hiç acımadan dağların arkasından güne gülümsüyor. Ya ben ! her doğan günle beraber bir kez daha yitiriyorum seni, benliğimi... Belki başkalarına göre bu bir yaz aşkıydı ama ya bizim kalbimiz ! hiç soran olmadı ki...! Su an oradasın biliyorum, uzakta fakat yanıbaşımda. Belki de el ele gezdiğimiz, gözlerimizin içine bakıp “seni seviyorum” dediğimiz yerlerdesin ve belki de benden daha çok yakınsın bana. Uzaklıkları bir kalemde siliyorum şimdi sevgilim ; Ve diliyorum ki ; Deniz kıyısına vuran her dalga, kulağına fısıldadığım sevgi sözcükleri olsun. Esen her rüzgar, sana dokunmaya çalıştığım ellerim, her kum tanesi sevgim olsun. Güneş her tenini yakışında öpüşümü hatırla. Yalnız olmayacaksın, kalbinde ben olacağım ve sakın ola ki ÖZLeDiĞiMi... SeVDiĞiMi... unutma...!!!

10. Sınıf

İngilizce dersinde yanımda bir kız oturuyordu onun için 'benim en iyi arkadaşım' diyordum... ama ben onun ipek gibi saçlarına bakıp onun benim olmasını istiyordum... ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum, dersten sonra kalktı ve geçen gün sınıfta olmadığı için o günün notlarını istedi ona notları verirken bana tesekkür etti ve yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum... 11. Sınıf Telefonum çaldı, arayan oydu ve ağlıyordu bana aşkın nasıl kalbini kırdığını anlattı, beni evine çağırdı, yalnız kalmak istemediğini söyledi, bende tabiki gittim, koltuğa, onun yanına oturdum, güzel gözlerine bakmaya başladım ve onun benim olmasını diledim, 2 saat sonra Drew Barrymore'un bir filmi başladı ve onu izledik filmi izledikten sonra uyumaya karar verdi, bana herşey için teşekkür etti ve yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum...Son sınıf Mezuniyet balosundan birgün önce yanıma geldi ve 'çıktığım çocuk hasta ve partiye gelemiyecek' dedi, benimde çıktığim biri yoktu ve 7. sınıfta birbirimize söz vermiştik eğer çıktığımız biri olmazsa partilere birlikte gidicektik, 'en iyi arkadaş' olarak. Ve partiye birlikte gittik, o akşam çok güzeldi, her şey yolunda gitti, partiden sonra onu evine kapısının önüne kadar bıraktım, kapının önünde ona baktım o da bana o güzel gözleriyle gülümseyerek baktı. Onun benim olmasını istiyordum... ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum, bana 'hayatımın en güzel zamanını geçirdiğini' söyledi ve yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum...Günler, haftalar, aylar geçti ve mezuniyet günü geldi çattı... Sürekli onu izledim onun mükkemmel vücudunu seyrettim. Diplomasını almak için sahenye çıkarken sanki havada süzülen bir melek gibiydi. Onun benim olmasını istiyordum... ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum. Herkes evine gitmeden önce yanıma geldi ve ağlayarak bana sarıldı sonra başını omzuma koydu ve 'sen benim en iyi arkadaşımsın, tesekkürler' deyip yanağımdan öptü. Onu sadece arkadas olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum... Aradan yıllar geçti... Bir klisedeyim ve o kızın nikahını izliyorum... evet artık evleniyordu, onun 'evet, kabul ediyorum' demesini, yeni hayatına girmesini izledim, başka bir adamla evli olarak. Onun benim olmasını istiyordum... ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum. Yeni hayatına girmeden önce yanıma geldi ve 'nikahima geldin tesekkürler' deyip yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum... Yıllar çok çabuk geçti; Şu an benim bir zamanlar en iyi arkadaşım olan kızın tabutuna bakıyorum, eşyaları toplanırken lise yıllarında yazdığı günlüğü ortaya çıktı... Hemen günlüğünü aldım ve günlükte okudugum satırlar şöyleydi... 'Onun gözlerine bakarak onun benim olmasını diledim... ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum... Keske bana beni sevdiğini söyleseydi...

Affet

Seni düşünüyorum.Bugünlerde yaptığım tek şey düşünmek.Seni düşünmek. Ulaşılmazlıklar aslında öylesine güzeldir ki;işte budur isteği tutku yapan.. Sende de öyle oldu zor olanı elde ettin we gittin... Unutmak mı?Sana neyi anlatayım? Şimdi burda değilsin...Ama beni duyuyorsun biliyorum.Kapat gözlerini benim için we dinle nolur... Bak yoksun.Bunun anlamını biliyormusun? Yokluğun; yüreğimde ki bu yıldızsız, bu dipsiz karanlık gece... Yokluğun; gönül bahçenden kopartıp werdiğin için soldurmayıp, kuruttuğum we tıpkı sewdam gibi sonsuzluğa mahküm ettiğim kırmızı güllerin... Yokluğun; elinin, kokunun, soluğunun değdiği herşeyi dünyanın en değerli hazinesi gibi saklayan , bu yarı deli hayattan kopuk ruhum... Kapat gözlerini we bak... Ben diye ne warsa gördüğün işte o senin yokluğun... Aşk , hala yüzünde taşıdığın , o derin o bir türlü iyileşemeyen yara izleri değildir sewgili... O iz hırstır...o iz bencilliktir... O izsana değil , kendine tapan bir ihtirastır... Sen hep sana hayat kadar kötü dawrananları sewdin...Sakın benden de bunu isteme nolur...yapamam... Benim o kırılgan öfkem yanlızca kendi yüreğimi kanattı;senin yüzündeki o kutsal ama , ama o artık durmadan kanayan ışığı değil... İsyanlarımın çığlığı bu kimsesiz ömrüme saplandı hep , senin özgürlüğüne değil.... Kapat gözlerini benim için we dinle nolur...bunu sana ancak bir kez söylemeye cesaretim war "SENİ SEWİYORUM" Benim sonsuzluk meleğim , affet ama bedeli ebedi sensizlikde olsa sana hayattan kötü dawranamayacağım.Seni unutulmuş diğer hatıralar gibi bir köşeye atıp üzemeyeceğim... Benden sana hayattan daha kötü dawranmamı , unutmamı istiyorsun.Ama nasıl...? "Sana neyi anlatayım... Her sarnıç küflü bir yağmuru Her sewda bir ayrılrığı yaşar..." ( bebeğim tekrar söylüyorum seni çokkk sewiyorumm we nolur beni affet hata bendeydi biliyorum BEBİŞİN ...)